Kişinin zaman buldukça ve şartlar elverdiği oranda gezmeye zaman ayırması, mutluluğunu arttırması için oldukça önemli bir adımdır. Gezmek hem yaşanılan doğanın tanınmasını, hem iş güç stresinden bir nebze uzaklaşmasını sağlar. Bunu gerçekleştirerek tarihe tanıklık etmiş mekânları, yapıları tanıyabilir veya doğanın içinde yer alan büyüleyici güzelliği, yaratıcı değişimi gözlemleyebilirsiniz. Gezerek yaşamın ne kadar renkli, keyifli ve gizemli olduğunu görebilirsiniz. Gezmek, ayni zamanda sorunlarla çevrelenmiş küçük dünyanızdan çıkıp özgürlüğe doğru adım atmanızdır. Her şeyi, dertleri bir an için kenara bırakıp mutluluğu aramanızı sağlayandır. Gezerek yanı başımızda olan ama farkına varamadığımız güzelliklerin, yeni yaşamların, değişimlerin mutluluğunu yakalayabiliriz. Doğada rengârenk açan çiçekleri, sevimlilikleriyle sizi gözlemleyen hayvanları, şırıl şırıl akan dereleri, dünyanın en güzel senfonisini yorumlayan çeşit çeşit kuşları tanıyabilirsiniz. Dikkatlice baktığınızda belki her gün önünden geçtiğiniz, geçmişin izlerini taşıyan, nice yaşamlara tanıklık etmiş tarihi eserleri fark edebilirsiniz. Müzeleri inceleyerek şu anki yaşamınıza nasıl geldiğinizi, geçmişinizi, size bu olanakları sağlayan kişileri ,olayları fark edebilirsiniz.Gezmenin beklide en güzel yanlarından biriside yeni insanları ve onların yaşamlarını tanımaktır.Bu şekilde çok güzel dostluklar kurabilir,her insan yaşamının değişik hikayelerle donatılmış olduğunu görebilirsiniz.Her insanın hikayesi ayrı bir dünya,ayrı bir öyküdür.Bu öyküler sizin hayatı daha çok sevmenizi,yaşamı daha iyi anlamınızı sağlayacaktır.Çocukluğumda okuduğum Arzın Merkezine Seyahat,80 Günde Devrialem gibi serüven romanlarındaki kahramanlar gibi Dünyayı gezmek,bambaşka ülkeleri,dilleri,kültürleri,insanları tanımak özlemim hala devam etmektedir. Sorunlar yumağından oluşan prangalarımızdan kurtulup bu özlemi gerçekleştirmenin çok zor olduğunu biliyorum. Oysa yollarda olmak güzeldir. Gitmek, yaşayacaklarımızı düşleyerek başlar. Her gezide bir ferahlama, uçucu bir heyecanın baş döndüren bir özgürlük soluğu vardır. Yollarda olabilmek özgürlüktür. Ve yollarda olmak, yaşamımızın ne kadar küçük olduğunu gösterir bize. Dünya denilen bu milyarlarca insanın yaşadığı dev okyanusta bir damla olduğumuzun farkına varmaktır. Gittiğimiz yerlerde daha önce hiç görmediğimiz bir dünya vardır, Gezmek evrene bakmayı, bakarken görmeyi, görürken öğrenmeyi, öğrenirken anlamayı, hoş görmeyi sağlar. Gezmek hayata ve insanlara, alışagelmiş yaşantılarımıza karşı ezberimizin bozulmasıdır. Yalnız gezmeye başlamadan önce amacımızı, bunun felsefesini kavrayıp yola koyulmalıyız.
Bu konuda Ünlü yazar Hermann Hesse de, gezilerinde hep yürümeyi tercih ettiğini belirtir ve şunları söyler:
‘Pazardaki ve sokaktaki yaşam, güneşin dansı, topraktaki ve sokaktaki gölgeler, bir ağacın gökyüzüne uzanan ucu, bir hayvanın sesi ve hareketi, insanların yürüyüşü ve davranışı. Sokakların kalabalığı... İç dünyasında bunları aramadan, yaşamın kaçış yollarını sorgulamadan seyahate çıkan insan, geriye bomboş döner...'
Ahmet Güdücüoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder