Çocukluk, hayatımızın yalın, tertemiz, kötülüklerden arındırılmış en önemli dönemidir. Çelişkilerimizin giderek arttığı yaşantımızda, çocuklarımızı her zaman doğruyu söyle öğüdüyle tembihleriz. Fakat çocuklarımız yaşamı gözlemlediklerinde söylem ve eylem farklılığını şaşırarak görürler. Çocuk yaşamda çeşitli çelişkileri görünce, kendisine söylenenleri değil, hayatta yapılanların yapılması gerektiğine inanmaya başlar. Biz büyüklerde bizim dönemimizdeki güzellikler kalmadı, şimdi her şey yıprandı deriz. Bizler ne kadar yozlaştığımızı tartışmadan, sürekli ne kadar temiz kaldığımızı gururla anlatırız. Kendimiz için, çocuklarımız için öz eleştiri yapmayı hep erteleriz. Çocuklarımızın geleceğinde doğru eleştiri çok önemlidir ve bu sorumluluk hepimizindir. Bir Güney Afrika atasözü der ki, "Bir çocuğun eğitiminde tüm mahallenin emeği geçer". Çocuklarımıza yaşamın içinde verdiğimiz dersler sadece bir söylemden ibaret olmamalıdır. Onlara ifade ettiğimiz duyguları, olayları aynen onlara anlattığımız gibi uygulamalıyız ki, anlattıklarımız içi dolu bir ders olsun. Zira çocuklar hayatı anlamayı, bu şekilde uygulamayı, yaşamlarında ortaya konulan, gerçekleşen olaylarla değerlendirirler. Bundan dolayıdır ki büyüklere düşen görev verdikleri öğütlerle, yaptıklarının bir olması gerekmektedir. Örneğin sigaranın zararlarını anlatan bir büyüğün, bu olayı yaşamında da uygulaması gerekmektedir. Kitap okumak bir insanın gelişiminde çok önemli bir unsurdur diyen kaç ebeveyn, yaşamın da ne kadar kitap okuyor, araştırma yapıyor. Spor yapmanın önemini anlatan bir baba, yaşamında ne kadar spora yer ayırıyor, bunu uyguluyor. Spor eğitmenleri de ayni şekilde sporu uygulamada olsun, müsabakalarda olsun spor kültürünün gerektiği şekilde tavırlarını düzenlemelidirler. Alt yapılarda eğitim veren hocalara bu konuda çok görev düşmektedir. Büyüklere, arkadaşlarına saygıyı anlatan eğitimci ayni duyarlılığı kendi yaşamında da göstermelidir. Sporun bir disiplin kültürü, bir ahlak kültürü olduğunu anlatan eğitimci bu kültür birikimini kendiside uygulayarak öğrencilerine gerçekten örnek olmalıdır. Kitap okumayı, araştırıcı olmayı, spor kültürünü özümsemeyi anlatan bir eğitimci ayni uygulamaları kendiside hayata uyarlamalıdır. Konfüçyüs’ün dediği gibi olgun insan; güzel söz söyleyen değil, söylediklerini yapan ve yapabileceklerini söyleyen insandır.
Ahmet Güdücüoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder