İnsanın aşırı tüketim ve kazanma hırsından dolayı çevrenin oldukça aşırı bir şekilde kirlendiğini biliyoruz. Bu kötü durum için çareler bulmaya çalışıyoruz. Doğanın dengesinin bozulması İnsanlığın en büyük sorunlarından birisidir. Çevreyle birlikte insanında davranışsal bozukluk yaşadığını gözlemliyoruz. Günümüzde kişinin duygularının, düşüncelerinin, hayata karşı umutlarının, sevinçlerinin kirlendiğini görüyoruz. İnsanın insana karşı duyarsız, ilgisiz, sevgisiz, saygısız kaldığını üzülerek gözlemliyoruz. Çevreyle birlikte kişilerin duygularının da kirlendiğini görüyoruz. Zamanımızda artık insan insana güvenemiyor, dostluk duygularını kaybediyor. İnsan geleceğe güven duyamıyor, umutlarını birer birer kaybediyor. Dünyamız herkesin kendi kişisel çıkarlarının peşinde koştuğu, acımasız bir yarışla, bencil olan bir yaşam mücadelesiyle kirleniyor. Genel bir hal alan bu tür yaşama biçimiyle, kişi çıkara dayanılan bir hayatı yaşamak zorunda kalıyor. Çıkarcılık insana kendinden başkasını düşünmemeyi, başkasını sevmemeyi, hayatı paylaşmamayı öğretiyor. Bu tür yaşamla, günlük sorunlarla mücadele eden kişi kendisine zaman ayıramıyor. Kendisini geliştirmesi için, mutluluk duyacağı işleri yapmak için vakit ve ekonomik güç bulamıyor. İlk insanların sadece yiyecek peşinde koşmaktan başka bir iş yapmadığı günlere dönmüş gibiyiz. İnsanı insan yapan düşünce çeşitliliğini, düşünce renkliliğini maalesef artık göremiyoruz. Gelecek korkusu düşüncelerimizin gelişmesini engelliyor. Duygularını yitirmeye başlayan insan, mutluluğunu da yitirmeye başlıyor. İnsan mutlu olmaktan korkar hale geliyor.
Mutlu olan sanki suç işlemiş gibi hissediyor kendisini. Mutluluğun sevgiden, paylaşmaktan, yardımlaşmadan geçtiğini unutuyor.
Bunların sonucunda da ortaya çıkan tablo, sadece kendisi için yaşamak, kendini düşünmek, en yakınına bile güvenmemek. İnsanlığın başındaki en büyük belalardan biri, milyonların içersinde yalnızlaşmasıdır. Kişinin yalnızlığını keskinleştiren en önemli bir nedenlerden birisi paradır. Paran yoksa ne arkadaşın var, ne dostun var,ne de itibarın.Modern yaşamın bize sunduğu kendin için çalışacaksın,kendin için kazanacaksın,kendin için okuyup adam olacaksın felsefesi insanlığın güzel değerlerini unutturmaktadır.Yalnız kendin için yaşayacaksın ama sonunda da ,yalnızlığı paylaşacak bir insan bile bulamayacaksın!
“Yalnızlığın içinde tek başıma/Irmaklar gibi ağlamak istiyorum”…
Pablo Neruda’nın güzel dizeleri çağımızın hastalığı olan, kişinin yalnızlığını ve kirlenmişliğini çok güzel ifade ediyor.
Daha çok tüketmek ve beraberinde gelecek olan aşırı kazanç uğruna insan çevresini yok ediyor. Yaşadığı alanları kirleten insan, kendi hayatını da kirletiyor, sonunu hazırlıyor. Felaketin büyüğü de insanın bunun hala farkına varamaması.
Ahmet Güdücüoğlu
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder